Bu blog Mia Wallace'ın içini dökmesi, yazıp kurtulması, anlatıp rahatlaması ve anılarını paylaşması içindir.

Ablamla Kitap Alışverişi

Ablamla yapılan her şey garip olduğu gibi D&R'a girip kitap almak da garip. Yani tamam ne yapılır? Kitaplar alınır, bir güzel poşetlere konulur, sonra elinizde sinema biletiniz seansı beklerken bir yerde oturulur, kahve içilir ve sohbet edilir.

Ama eğer yanınızda benim gibi bir ablanız varsa kahve içelim, sohbet edelim'i unutun. O direkt kitaplara dalsın. Hepsini tek tek incelerken aralıksız konuşsun ve arada bir de kahvesinden yudum alsın.

Tabii Mia ne yaptı? Bu değerli cümleleri tek tek telefonuna kaydetti :)
***

Kocaman bir eski Mısır tarihi kitabı alan ablam kendini tam anlamıyla kaybetti ve işte o anlar..

Ablam: Ben kendimi Nefertari sanıyorum. Benzememe ne gerek var. Babama ben çok benziyorum ama babamın nefertariyle ne alakası var? Demek ki şu an benzememize gerek yok.

2. Ramses'in karısıyım. Onun için diyorum ki Musa 2. Ramses'in döneminde gelmedi. Çünkü benim zamanımda Musa yoktuu!
***

Tabii ben bu sırada ablamı hayretle izlerken, ablam kocaman bir Nefertari resmini bana doğru çevirip işaret parmağıyla üstüne tık tık yaparak;

Ablam: İşte bu! Bu benim işte.
Mia: (Ne alakası var bakışı) Hö?
Ablam: Saçımı siyah düşüüün. Hem bu çok güzelmiş. Ben geçen gün aynaya bakarken kendimi mısırlılara benzettim. Ne yaparsam yapiyim, saçımı sarı yapsam da olmuyor. Gözlerimde var o hava. Benziyorum ben mısırlılara. Demek ki o havayı veriyorum.
***

O an ben, iki kız kahve içerken dedikodu yapar, süsten püsten bahseder diye düşünürken ablam piramitlere daldı. Ama öyle bir sinirlendi ki, günümüze sen demeye başladı. Verdi veriştirdi;

Ablam: Sen bu teknolojiyle piramitleri yapamıyosan daha ne diyim ben sana?! Sen bi maymunu gerçekmiş gibi gösteriyosun ama onu yapamıyosun..

Piramitlerin etrafında araba yolu görünce haliyle deliye döndü;

Ablam: Ya burda araba yolu ne arıyo ya?! Yemin ediyorum Mia ağlicam yaaa..Off Mia offff, gitmem lazım!

Bu arada bana "niye gülüyosun" diye bi kızdı ki sormayın :D Neyse benim elimde telefon bu cümleleri durmadan taslaklara kaydediyorum ya;

Ablam: Sinemaya girdiğimizde de mesajlaşıcak mısın?
Mia: Şu an mesajlaşmıyorum ki sadece senin söylediklerini not alıyorum
Ablam: (hayretle) Ne söyledim ki ben
Mia: Dur bi bakalımmm..

"Ben kendimi Nefertari sanıyorum. Benzememe ne gerek var. Babama çok benzi..."

derken ablam eliyle yüzünü kapatarak kıpkırmızı bir şekilde gülmeye başladı. Beni rezil ediceksin diye söylenirken ben bu yazıyı çoktan yazdım bile :) Haberi yok ki Mia'dan çok ablasının hayranları var. Ben de görevimi yerine getirmeye çalışıyorum o kadar :P
***

Sinemaya girince, film başlamadan reklamlar verirken ablam yine boş durmadı. Senaryo uydurmaya başladı. Ben de devam ettirdim;

Ablam: Mia düşünsene şu an sinemadaki insanlar birden zombi olmaya başlıyoor
Mia: Ayy ne fena!
Ablam: En son biz kalırız kaçmaya çalışan. Böyle iki kız kardeş falan kurtulmaya çalışıyoruz
Mia: Aaa evet, ben de bir yandan video çekerim. (elimden telefon düşmediği ve her dakika evde bizimkilerin vidolarını çektiğim için) Sonra kurtulunca bu görüntüleri basına verir, blogumda paylaşırım falan ehe
Ablam: Ama burda başrol sen oluyosun! :(
Mia: Hahahahahaha

***

Son olarak ablam dün uyumak üzereyken ve uyurken saatlerinin boşa harcandığını düşünüp buna üzülürken şu özlü sözü söyledi;

"Hem nefret edilen hem de sevilen bir şey var mıdır? sorusunun cevabı evettir ve bu uykudur."
***

Bir de evde en sevdiğin bayram çikolataları dururken, sen yine de diyet yapmaya çalışırken, eve gelen misafirler de o en sevdiğin çikolatalardan getirirse senin günahın ne?! Off offf :(

Bu da şarkı.