Bu blog Mia Wallace'ın içini dökmesi, yazıp kurtulması, anlatıp rahatlaması ve anılarını paylaşması içindir.

Titanic 3D Burun Ağrısı

Dün sonunda Titanic'i sinemada izledim. Sonunda diyorum çünkü 9 yaşındayken yaz tatilinde Titanic sinemalara girdiğinde sinemaya gidemeyince çok üzülmüştüm. Bir de ablam filmin her sahnesini bana ballandıra ballandıra anlatınca, günlüğüne gemi resimleri çizip dalgaların üstüne de kocaman harflerle "i love you Jack DAWSON!" yazınca tamam dedim artık hüzünle filmi evde de olsa izleyeceğim günlerin gelmesini bekleyebilirim.
***

Ben böyle ablamın ergen zamanlarında onun cümleleriyle filmi kafamda canlandırıp dururken bir gün babam elinde video kasetiyle geldi. O zamanlar dvd filan yoktu, her şeyimiz kocaman video player'ımızdı.

Normalde 1 tane video kaset olurdu ama film çok uzun olduğundan 2 kaset vardı. Babam çalışıyor mu diye 2. kaseti video player'a koydu ve o da ne? Ablamın anlatmalarıyla hayalimde canlandırdığım sarışın Jack Dawson.. Elinde siyah bir kalem, çıplak bir kadın resmi çiziyor. "Ablaaaa! Babam Titanic'i almıııışşşşşşşşş!" sonrasında evde bayram havası.


Ablamla her Jack aşkımız depreşince filmi bıkmadan usanmadan izledik izledik izledik.. Sonra video kasetleri bozuldu, biz büyüdük, Leonardo'yu beğendiğimiz günler geride kaldı, Titanic'in modası geçti fakat ben yine de "ilerde çocuklarıma Titanic'i sinemada izledim" diyemicem diye düşünüp üzülmeye devam ettim.
***

İçimde böyle bir ukde kalmışken 2012 yılında, Leonardo'yu yeniden beğendiğimiz günlerde, Titanic sinemada 3D şeklinde vizyonda afişlerini görünce önce bi çığlık attık sonra da ablamla koştur koştur sinemaya gittik!

Buraya kadar her şey iyi güzel. Sonunda o gün gelmişti, Titanic'i sinemada izleyip ilerde çocuklarıma "ben bu filmi zamanında sinemada hem de 3 boyutlu olarak izledim" dicektim. Ben böyle bunları düşünüp sevinirken, gözlüğümü takmış mısırımı yerken acı gerçekle yüzleştim.

3D gözlükle 3 saat ne demek? Burun ağrısı demek!
***

Hayır zaten 3 boyutlu gözlük olayını oldum olası sevemedim. Cidden dalgalar yüzümüze yüzümüze gelse, biz o kocaman gemiye dokunucak gibi olsak, ne biliyim aksiyon filmlerinde o kurşun bize geliyor gibi olsa neyse, burun ağrısını çekmeye değer dicem ama yok yok yok. Hiçbir özelliği olmayan teknolojiyi sadece filmi biraz daha yakından izlicekmiş gibi olmak için o gözlüğe, burun ağrısına hatta burunda çıkardığı gözlük izine değer mi? Bence değmez. Zaten değmedi.

Ne dalgalar, ne batarken sönen ışıklar. Titanic yine bildiğimiz Titanic sadece daha burun ağrılısı o kadar. Ama güzel mi? Yine güzel. Yine ergence duygularla "ayyyyyyy ne güzeeelll filmmmmmmmmm!" hissi.. Peki sinemadaki memnuniyetsiz ooffflayıp puffflayan, filmin yarısında sıkılıp çıkıp giden seyircilere ne demeli?


Ben demedim valla Jack'le Rose dedi hehe.

Hazır bu efsane film sinemadayken "ıyyy Titanic miii?" demeyip eskilere saygı adına tekrar sinemada izleyelim. İlerde çocuuuuuklarııııımızzaaa.. Ayy tamam tamam kızmayın yeaa izleyin iştee aaaaa :$

O zaman yıllar sonra bloga yazı yazmamın şerefine son olarak ne diyoruz?
Bu da şarkı 
diyoruz.